Sayfalar

28 Ağustos 2019 Çarşamba

Kadına dair...


Kadına şiddet neden önemsenmiyor, neden bir haberden, sosyal medyadan yazılan yazılardan, sohbetlerde konuşulanlardan öteye gidilemiyor gerçekten aklım almıyor. Kadının öldürülmesi özelinde değil bu yazdığım aslında, genel olarak birinin öldürülmesi ne zaman bu kadar ucuzlaştırıldı, ne zaman magazin haberi gibi bir hal aldı anlayamıyorum. "İyi hal" indirimi denen şeyin içi hep mi bu kadar boştu? Kadına şiddeti tartışırken , çoğu hukukçunun hem fikir olduğu zaten çok sağlam bir ceza kanunumuz olduğunu göz ardı edip, neden nasıl cezalar verilmeliyi tartışıyoruz da bu cezalar uygulanmıyor kısmını konuşmuyoruz? Önleyici önlemler neler olmalıyı tartışmıyoruz. Kadının açık açık yaptıklarımız, söylediklerimizin dışında bir de sanki övüyormuşcasına, özellikle ona atfettiklerimizle toplum içinde yerden yere vurup sonra nasıl eşitliği savunabiliyoruz gerçekten aklım almıyor. Bugün bunca yaşanandan sonra bile kadının görevleri, kadının yaptıklarından dolayı kıymetli olduğu vurgusunun yapıldığı paylaşımlara inanamıyorum. Kadının, insanlığından değil de annelik vurgusundan sebep daha kıymetli bulunmasına hala çok şaşırıyorum. 


Ebeveyn olarak görevlerimiz var elbette, toplum olarak da var ama tüm bunların yanı sıra bizlerin ebeveyn olarak yapabileceklerinden fazlası adaletle sağlanmadıkça, ardı arkası kesilmeyen kadın cinayetlerine, çocuk taciz ve tecavüzlerine kökten bir dur denilmedikçe, her yapanın yaptığı yanına kar kalıp topluma geri salındıkça, adalette söz hakkı olanlar, bu iğrençlikler karşısında kişilerin “iyi hal” denilen haktan yararlanmasına izin verdikçe elimiz kalbimizde haberler izlemeye devam edeceğiz. Sadece bizzat suçu işleyenler için de değil, sosyal medya üstünden suçu övenler, “savunmuyorum ama” ile başlayan aması asla kabul edilemez cümleler kuranlar için de yaptırım uygulanması gerekiyor. Televizyonlarda küfür, alkol ve sigaraya sansür koyan zihniyetin şiddetin kabul edilebilir gösterildiği ve adaletin değil de yine bir erkeğin bir kadını koruduğu dizilerin önüne  geçecek net ve değişmez adımlar atması gerekiyor. Adalet önce bugünün pisliklerini temizleyecek ki bizler geleceğe dönük adımlar attığımızda işe yarar olsun. İşte bizim birey ve ebeveyn olarak yapabileceklerimiz bundan sonra başlıyor.

Evlenmemiş olmayı bir eksiklik, başarısızlık olarak görmezseniz, evliliği yüceltmiş, tepelere çıkarmış olmazsınız. Evliliği yüceltmezseniz boşanmak o kadar da garip ve üstüne konuşulması gereken ya da beceremediğiniz  bir şey gelmez size. Evliliği bir sahip olma biçimi olarak görmediğiniz zaman, kızların oğlanlara alınıp verilmediğini kabul ettiğiniz zaman, ebeveynler evlendirdikleri kızlarından “artık size emanet” diyip vazgeçmedikleri zaman, evlilik sadece iki kişinin benzer fikirler, benzer duygularla aynı yöne baktıkları bir birliktelik olmaya başlayacak. Bu noktada da boşanmak erkeğin kendine ait sandığı bir şeyi kaybedip kabalaştığı, hayvanlaştığı davranışa evrilmeyebilecek.

Erkeklerin kadınlara yaptığı her kabul edilemez davranışı “sizin ananız, bacınız yok mu?” diye sorup yapılanları sanki anası, bacısı olmayanlar için kabul edilebilirmiş gibi sormaktan vazgeçmeliyiz. Erkek olmayı namusa sahip çıkan, ahlak bekçisi bir şey haline getirmez, o cümlelerinizi eril eril, kadınları aşağılayacak ya da güçsüz ve savunulması gereken bir şeymiş gibi kurmazsanız o gün kadının öldürülmesi değil insanın öldürülmesini tartışabiliriz. Bir kadının öldürülmesini yine kadın üstünden tartışmazsanız, kadının ya da genel olarak insanın korunması, erkeğin ya da birinin öldürmesinin engellenmesi üstüne çalışmazsanız bugün kadını öldüren zihniyet, siz onu koruduğunuzda yarın koruyamadığınız çocuğu, hayvanı öldürecek önce bunu anlamanız gerekiyor.

Ebeveyn olarak “paşam” diye sevdiğiniz oğullarınız, sadece sizin karınıza, kocanıza ya da oğlunuza davranışlarınız yüzünden sevgiyi, evliliği farklı şekilde gören ve öğrenen kızlarınız için şu sevgi anlayışınızı değiştirin. Bütün pedagogların ısrarla üstünde durduğu ve bir kısım insanın “ne kadar da gereksiz ve saçma” bulduğu tüm o dikkat çekilenlere daha çok önem verin lütfen. Bu yapacaklarımız elbette yetişkin olanlarda bir değişiklik yaratmayacak ama gelecek nesil bizim elimizden çıkacak.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder