Bir sene geçti, yani eğitimci olanlar bunu sene olarak tanımlar ama elbette 10 aylık eğitim dönemi bitti. Hem duygusal hem de fiziksel olarak yorucuydu benim için. Fiziksel kısmı iş güç onlara girmeye gerek yok da duygusal kısmı benim bıdıkla ilgili. Okuldaki ilk senesi bitti sadece ilk sene aslında ama önemli bir ilk seneydi çünkü yaş olarak küçüktü. Her ne kadar bir sene daha evde durmasını istemiş olsam da şimdi baktığımda iyi ki diyorum okula başlamasıyla ilgili. Okula giden çocukların kazandıklarıyla ilgili zaten dünya kadar yazı vardır ama benim yazacaklarım akademik olarak Arya'ya ne kattığıyla ilgili değil.
"gibi"li cümleler: Bizim evde "eline bantı Ege gibi yapıştırmak" var :) ya da "Ada gibi oynamak" veya "Orhan gibi yapmak" gibi gibi :) Bunlar çok tatlı anılar olarak hafızalarda yer almaya başlıyor. Ama elbette bununla birlikte yapmasını istemediğiniz davranışlar da edinmesi muhtemel o zaman da cümleleri "ama xxx yapıyor " şeklinde başlayabilir. Biz bu noktada şanslılardandık çünkü öğretmeni sınıfta olumsuz davranışların olmaması için inanılmaz çaba sarf ediyor.
kalabalıkta rahatlık: Bizim için güzel olan yanlardan biri de bu rahatlık hissinin büyük oranda gelmiş olması. Aryakuş kalabalık çocuklu yerlerden pek haz etmiyor hatta dönem başında bir oyun alanında diğer çocuklara çok ama çok uzak durduğunda üzülmüştüm. Okulla beraber biraz olsun kırıldı bu durum. Hala herkesle iletişim kurmak istemiyor ama sanırım çocuk dediğin de azıcık anne babasından gözlemliyor.
ilk arkadaşlık: Bir başka güzel şey elbette edindikleri arkadaşlarla ilgili. Okulda ilk arkadaşlıklarının da temellerini atıyorlar. Misal sınıfta 12-13 çocuk varken biz evde sanki 4-5 kişilermiş gibi konuşuyoruz. Çünkü hep ismi dönen aynı arkadaşları oluyor. Eğer ki siz de ailelerle görüşürseniz muhtemelen uzun yıllar devam ettirecekleri bir arkadaşlığa başlamış oluyorlar. Keşke bizim zamanımızdaki gibi mahallede, sokaklarda büyüse ama öyle olamıyor.
yeniden yenilen yemekler: Daha önce de yazmıştım Arya çok uzun bir süre (1 sene kadar) yoğurdu ağzına sürmedi benzer şekilde her türlü sebzeyi de. Yoğurt ve kefirin değil ama sebzenin okulla birlikte hayatına yeniden girdiğini düşünüyorum. Çünkü yesin ya da yemesin mutlaka önüne geliyor ya okullarda bence bu yeniden yemesine biraz ön ayak oldu.
Peki kazın öbür ayağında ne oldu:)
vicdan azabın olan insanlar: Ben çok yoruldum duygusal olarak çünkü ne kadar umursamasam da her gün en az bir orta yaşlı teyzenin "ayyy yazık uyuyacak çocuğu kaldırıp okula götürüyorsun yavvruum" sözlerine muhatap oldum. Ne kadar açıklamaya çalışsam da biri sussa diğeri susmuyor, bir anlasa öbürü dinlemiyor.
alışma sürecindeki zorluklar: Onun dışında kreşe alışma süreci 2 gün sürmesine rağmen benim için gerçekten zor iki gündü çocuğun ağladığını bilmek kötü bir şey çünkü. Hatta hala bazen ki bu bazenler hep 2 günden fazla tatil olan zamanlara denk geliyor :) cızırtılı gidiyor okula yine ayrılması zor oluyor bana. Ama biz çalışmak zorundayız ve şu anda elimizdeki en iyi seçenek bu ve en önemlisi de uzuuun süredir buraya zorunlu olduğumuz için gerçekten okulu çok sevdiğimiz için gönderiyorum, sanırım Arya'da o sevgiyle gidiyor.
yenilmesi istenmeyenler :) : Arya'nın içinde basit şeker barındıran şeyleri yemesi kreş sürecine denk geliyor maalesef. Her ne kadar bunu istememiş olsam da bu çok çaresiz kaldığım bir konu. Ama kurumla yaptığım görüşmelerden sonra en azından bu anlamda iyi niyetli olduklarını bilmek beni rahatlatıyor.
yapılmasın istenilenler: Hani bazı davranış vardır ya çocuk yapmasın istediğiniz, işte okul süreciyle bu biraz daha zor bir hal alıyor. Mesela Arya'nın evden öğrenmesi olası olamayan bazı davranışları oluyor birkaç haftadır. Demek istediğim bizim bıdık kötü şeyleri hep arkadaşlarından öğreniyor değil, bir araya geldiklerinde ortaya çıkan bir durum da olabilir ama ben sadece o kadarını gözlemleyebiliyorum. Eminim benzer gözlemler diğer ailelerde de vardır. Bana kalırsa bir araya geldiklerinde küçük çete halini alıyorlar :)
Her şeyi göz önüne aldığımda okulun Arya için şahane bir ortam olduğuna karar veriyorum her seferinde. Bazen ayrılmak zor olsa da okulda mutlu olduğunu, öğretmenini çok sevdiğini bilmek, arkadaşlarına dair anlattıkları, "ben onu çok seviyorum" demeleri de bunu destekliyor. Ayrıca her gün okula girerken aldığım koklayarak öpücük ve kavuşma anlarındaki sımsıkı sarılmalar da bana ayrı bir mutluluk kaynağı oluyor :)
Evet belki bu kararı vermek bazı anneler için zor oluyor, belki her zaman bu kadar iyi de gitmeyebiliyor ama bence her çocuk için iyi gelecek okul,öğretmen bulunuyor bence. Dahası çocuklar kendi yaşıtlarıyla olduklarında belki başlarda öğle hissetmiyoruz ama inanılmaz güzel vakit geçiriyor ve tüm enerjilerini doğru bir şekilde boşaltıyorlar. O nedenle eğer acaba diyorsanız demeyin, birkaç okulla görüşün derim :) Bir süre sonra her şeyin ne kadar yolunda olduğuna inanamayabilirsiniz.
kalabalıkta rahatlık: Bizim için güzel olan yanlardan biri de bu rahatlık hissinin büyük oranda gelmiş olması. Aryakuş kalabalık çocuklu yerlerden pek haz etmiyor hatta dönem başında bir oyun alanında diğer çocuklara çok ama çok uzak durduğunda üzülmüştüm. Okulla beraber biraz olsun kırıldı bu durum. Hala herkesle iletişim kurmak istemiyor ama sanırım çocuk dediğin de azıcık anne babasından gözlemliyor.
ilk arkadaşlık: Bir başka güzel şey elbette edindikleri arkadaşlarla ilgili. Okulda ilk arkadaşlıklarının da temellerini atıyorlar. Misal sınıfta 12-13 çocuk varken biz evde sanki 4-5 kişilermiş gibi konuşuyoruz. Çünkü hep ismi dönen aynı arkadaşları oluyor. Eğer ki siz de ailelerle görüşürseniz muhtemelen uzun yıllar devam ettirecekleri bir arkadaşlığa başlamış oluyorlar. Keşke bizim zamanımızdaki gibi mahallede, sokaklarda büyüse ama öyle olamıyor.
yeniden yenilen yemekler: Daha önce de yazmıştım Arya çok uzun bir süre (1 sene kadar) yoğurdu ağzına sürmedi benzer şekilde her türlü sebzeyi de. Yoğurt ve kefirin değil ama sebzenin okulla birlikte hayatına yeniden girdiğini düşünüyorum. Çünkü yesin ya da yemesin mutlaka önüne geliyor ya okullarda bence bu yeniden yemesine biraz ön ayak oldu.
Peki kazın öbür ayağında ne oldu:)
vicdan azabın olan insanlar: Ben çok yoruldum duygusal olarak çünkü ne kadar umursamasam da her gün en az bir orta yaşlı teyzenin "ayyy yazık uyuyacak çocuğu kaldırıp okula götürüyorsun yavvruum" sözlerine muhatap oldum. Ne kadar açıklamaya çalışsam da biri sussa diğeri susmuyor, bir anlasa öbürü dinlemiyor.
alışma sürecindeki zorluklar: Onun dışında kreşe alışma süreci 2 gün sürmesine rağmen benim için gerçekten zor iki gündü çocuğun ağladığını bilmek kötü bir şey çünkü. Hatta hala bazen ki bu bazenler hep 2 günden fazla tatil olan zamanlara denk geliyor :) cızırtılı gidiyor okula yine ayrılması zor oluyor bana. Ama biz çalışmak zorundayız ve şu anda elimizdeki en iyi seçenek bu ve en önemlisi de uzuuun süredir buraya zorunlu olduğumuz için gerçekten okulu çok sevdiğimiz için gönderiyorum, sanırım Arya'da o sevgiyle gidiyor.
yenilmesi istenmeyenler :) : Arya'nın içinde basit şeker barındıran şeyleri yemesi kreş sürecine denk geliyor maalesef. Her ne kadar bunu istememiş olsam da bu çok çaresiz kaldığım bir konu. Ama kurumla yaptığım görüşmelerden sonra en azından bu anlamda iyi niyetli olduklarını bilmek beni rahatlatıyor.
yapılmasın istenilenler: Hani bazı davranış vardır ya çocuk yapmasın istediğiniz, işte okul süreciyle bu biraz daha zor bir hal alıyor. Mesela Arya'nın evden öğrenmesi olası olamayan bazı davranışları oluyor birkaç haftadır. Demek istediğim bizim bıdık kötü şeyleri hep arkadaşlarından öğreniyor değil, bir araya geldiklerinde ortaya çıkan bir durum da olabilir ama ben sadece o kadarını gözlemleyebiliyorum. Eminim benzer gözlemler diğer ailelerde de vardır. Bana kalırsa bir araya geldiklerinde küçük çete halini alıyorlar :)
Her şeyi göz önüne aldığımda okulun Arya için şahane bir ortam olduğuna karar veriyorum her seferinde. Bazen ayrılmak zor olsa da okulda mutlu olduğunu, öğretmenini çok sevdiğini bilmek, arkadaşlarına dair anlattıkları, "ben onu çok seviyorum" demeleri de bunu destekliyor. Ayrıca her gün okula girerken aldığım koklayarak öpücük ve kavuşma anlarındaki sımsıkı sarılmalar da bana ayrı bir mutluluk kaynağı oluyor :)
Evet belki bu kararı vermek bazı anneler için zor oluyor, belki her zaman bu kadar iyi de gitmeyebiliyor ama bence her çocuk için iyi gelecek okul,öğretmen bulunuyor bence. Dahası çocuklar kendi yaşıtlarıyla olduklarında belki başlarda öğle hissetmiyoruz ama inanılmaz güzel vakit geçiriyor ve tüm enerjilerini doğru bir şekilde boşaltıyorlar. O nedenle eğer acaba diyorsanız demeyin, birkaç okulla görüşün derim :) Bir süre sonra her şeyin ne kadar yolunda olduğuna inanamayabilirsiniz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder