Sayfalar

20 Eylül 2017 Çarşamba

LGS, OKS, SBS, TEOG, ya sonra?

Nasıl bir sistemin içine büyütüyoruz ve bu sistemin içinde ne kadar koruyabiliriz çocuklarımızı bilmiyorum. Bir anda, üzerine hiç bir çalışma yapılmadan (en azından yapılan açıklamalar bize bunu gösteriyor) sınav sistemlerinin değiştiği, bazı derslerin gereksiz bulunup kaldırıldığı veya bazı derslerin de fazlaca gerekli olduğunu düşünülüp daha fazla koyulduğu bir ülke haline geldik. 

Dün TEOG kalktı,  aslında ismin hiç bir önemi de yok. Daha önce de SBS, LGS ve OKS de kalkmıştı. Sınavların isimleri değişiyor, tarihleri değişiyor ama sınav olmaktan öteye gidemiyor. İçerik değiştirmek için isim değişmesinin gerekmediği bir türlü anlaşılamıyor. Bir gün içinde her şey tepetaklak olabiliyor. Okul türleri varlığını devam ettirdiği sürece sınavsız bir sisteme geçişin mümkün olmadığını anlamıyor kimse. Bir grup İmam Hatip Liselerine yönlendirmenin mümkün olması için bunun yapıldığını tartışıyor, bir grup devletin sırtında eğitim yükünü atmak için bu adımın atıldığını ve bir grup ise bu adımın iyi niyetli ve gerçekten çocuklar düşünülerek atılan bir adım olduğunu.  Sebep hangisi olursa olsun olan yine küçücük çocuklara oluyor. Çünkü bana kalırsa kafaları karışıyor ve zaten özellikle velilerin yarattığını düşündüğüm maraton içinde çocuklar ezilirken bu karışıklıklarla iyice kayboluyorlar, ne yapacaklarını bilemiyorlar.  Zaten öğrenmek için çalışmayı neredeyse unutmuş nesil için bilinmezliğe çalışmak daha da anlamsızlaşırken, ne olacağını bilmeyen veliler için ayrı bir zorluk çıkıyor. Velilerdeki kaygı arttıkça çocuklarına yansıyan 10 misli oluyor. Yani yine olan çocuklara oluyor. 

Aslında temelde olan ne peki? Bir sınav sistemi gitti ve yenisi gelecek. Tarihi değişecek belki, içinde bazı konular çıkacak ama sınav olmadan olmayacak. Daha doğrusu okul türleri kaldıkça sınav olmadan olamayacak. Okul türlerinin kalkması bu işin en temiz hali görünüyor bu durumda ama o şekilde bir açıklama da yapılmadı henüz. Eğer okul türleri normal liseler ve çok programlı liseler şeklinde ayrılıp herkes istediği okula giderse (ki bu işin en kaygı uyandıran kısmı) belki başta değil ama süreçteki en temiz çözüm olacaktır diye düşünüyorum. Böyle bir adımda okullar homojen yapıya bürünecektir. Ayrıca eğitim kalitesi diye söylenen ve özünü "öğretmenleri iyi" sözlerinin oluşturduğu o ayrım da ortadan kalkmış olacaktır. Çünkü bu şekilde tüm okullarda farklı akademik başarıya sahip öğrenciler olacaktır. Dediğim gibi bu ilk sene olmayabilir elbette, süreç gerektirebilir çünkü insanların aklındaki şu okul iyi algısını yıkmak için zamana ihtiyaç olacaktır. 

Bu kadar belirsizliğin için herkesin kafası allak bullak olmuş durumda ve bekleyip görmekten başka çaremiz yok. Şu anda tüm olaya dışarıdan bakan biri olarak tüm bu süreçte yazılmış olan hiç bir senaryonun gerçek olmaması ve velilerin sakinliğini koruyup kaygıları artırmaması tüm çocuklar için en büyük dileğim.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder