Bugün durduk yere içimden döküldü bunlar sana. Aslında kızıla çalan o küçük ağacı gördüğümde aklımdan geçti aşağıdaki ilk cümle. Peşi sıra diğer düşünceler geldi aklıma.
Ağaç gibi ol kızım. köklerin çok derinlerde olsa da hep değer ver onlara, hiç unutma ve yeni yeni çiçekler aç her güzel olayla. Hayatında yeniliklerin, yeni insanların hep yeri, kıymeti olsun.
Hayatta en önemli şeyin sağlık olduğunu hatırlamak için büyük şeyler yaşamayı bekleme. Demiyorum ki ufak şeylere üzülme. Onlar da bizim için ama umarım duygularını yönetmeyi öğrenirsin. Ufak şeylere üzüldüğün kadar ufak şeylerle mutlu olmayı da öğrenmelisin. Hayatta her şeyin bizim için olduğunu da unutma. Çünkü bunu ne zaman aklından çıkarsan hayat bunu göstermek için kocaman bir çelme takıyor ayağına.
Mutluluğun başkalarının yaptıklarına bağlı olmasın. Kendi kendine de mutlu ol. O zaman diğeri de kendiliğinden gelecektir. Hayır demeyi öğrenmelisin çünkü bu bazen mutluluk için çok sihirli bir kelime olabiliyor. Bu demek değil ki düşünmeden reddet ya da demek değil ki bir şey talep edildiğinde, önerildiğinde ilk kelimen olumlu olmasın. Dedim ya her şey bizim için o yüzden lütfen sana söylenenleri iyi dinleyip öyle karar ver.
İnsanların anlattıklarını dinle. Çok iyi bir dinleyici ol ama dinlediğin kadar da anlatmayı da öğren. Eğer anlatmazsan bir süre sonra zaten kimsenin seni dinlemediğini fark ediyorsun bu da azıcık kırıcı oluyor :) İnsanların anlattıklarıyla ilgilen, laf olsun diye değil ama gerçekten ilgilen. Sıranın sana gelmesini bekleyerek dinleme onları, gerçekten tüm benliğinle dinle. Beceremiyor musun, aklın başka yerde mi o zaman da biraz müsaade iste odaklanmak için.
Gördüğün herkesi insan yerine koy. Kimse senden daha büyük ya da daha küçük değil. Bunu hem yaş olarak düşün hem de statü. Biriyle iletişime geçmek için her konuda denk olmaya gerek yok. Kaldı ki iletişim dediğimiz şey de illa arkadaş olmak demek değil. Merhaba, günaydın ya da iyi akşamlar demek için başkasından adım bekleme. Belki de sen söyleye söyleye öğreneceklerdir :)
Başkasının özellikle de toplu yaşamın kurallarına uy mutlaka ama senin de kuralların olsun. Kurallı, ilkeli olmak o kadar da kötü bir şey değil çünkü. Hem sınırların olursa insanlar er ya da geç o sınırları geçmemeleri gerektiğini öğrenirler. Sen de başkalarının sınırlarını ihlal etmeme konusunda daha hassas olursun kendi sınırların olduğundan. Hayatta ne yapmak istiyorsan onu yap, kiminle olmak istiyorsan onunla ol ve nerede olmak istiyorsan orada ol. Belki ilk başta çok saçma gelebilir ama eğer yeterince üzerinde çalışırsan bunların hepsi bir gün gerçek olur. Eğer olmuyorsa o zamana kadar yeterince çaba sarf etmemişsin demektir.
Herşeyden önce saygılı ol. Yaşlı, patron, büyük, öğretmen olmasını bekleme karşındakinin. Saygı göstermek için tek ölçütün insan olmak olsun statü ya da yaş değil. Sınırlarını doğru belirlediğinde ve insanlara saygı gösterdiğinde karşılığını mutlaka alıyorsun.
Salıncağa binmenin, çimenlerde yatmanın, dil öğrenmenin, spora başlamanın yaşı yok O yüzden bir şeyi yapmak istediğinde onun için çok büyük, yaşlı, evli ya da anne olmak engellemesin seni. Gerçekten istiyorsan denemelisin. Belki de şimdiye kadar fark etmediğin bir yeteneğin vardır ne dersin?
Güçlü olmanın kalpsizlik olmadığını kısa sürede fark et. Güçlü olmak sanıldığı gibi kimseye ihtiyacım yok demek değildir. İhtiyacım olana kadar ki kısmını kendim hallederim demenin başka şeklidir. Ayrıca ağlamanın güçsüzlük olmadığını da bilmelisin. Bazen insanların duygularını en iyi ifade etme şekli ağlamak olabilir, senin ki öyle değilse bile bunu güçsüzlük olarak görmemelisin.
Hayatta başarı kadar başarısızlık da senin için ama odaklandığın, kafana takılan başarıların ve başarısızlıkların hep insan ilişkileriyle ilgili olsun. Diğer türlüsü bir şekilde telafi edilir. Sevdiklerini kırdığın için çok üzül mesela ya da sevdiklerinin mutluluğuna en az onlar kadar sevin. İnsanlara sevgini söylemekte de onlara sarılmakta da cimri olma. Dedim ya her şey insanlar için ve bir gün etrafımızdan gidecekler. O zaman sadece anılarımızla yetinmek zorunda kalacağız. Sevdiklerimiz anılarımızda birlikte yaşayabildiklerimiz kadar var olacaklar.
Hayat karşına her zaman iyi insanlar çıkarmayacak elbette ama sen de herkes için doğru insan olmayacaksın. Kimleri hayatına alacağın , kimi hayatında ne kadar süre tutacağın ya da kimlerin hayatında ne kadar kalacağın her zaman senin elinde olacak. Pek mümkün olmasa da umarım insan ilişkilerin konusunda az yanılırsın, doğru kararlar verirsin. Ama eğer verdiğin kararlar yanlışsa umarım arkasında durur, sonuçlarını kabullenirsin.
En önemlisi de kendine has ol güzel kızım. Kendin gibi ol. İyi ya da kötü özelliklerin olacaktır bunları baştan kabul ederek yola devam edersen hayat hem senin için hem de etrafındakiler için daha kolay olur. Bu demek değil ki kendini değiştirmeye çalışma. Sevmediğin yönlerini törpüle, başkalarının da sana dair görüşlerini de dikkate al ama eğer her kaba göre de şekil alma. İnsanları var olan özellikleriyle sev ve seni olduğun gibi seven insanları hayatına al.
Bir kuş gibi ol kızım, özgürce uç gökyüzünde. Bazen topluluk halinde uç bazen de yapayalnız süzül. Hiç unutma ne kadar kalabalıkta olursan ol uçmak için sahip olman gereken en önemli şey kanatların ve cesaretin. Belki sana bir kanat takamam ama hayatım boyunca, sen ihtiyaç duydukça yeni adımlar atman için gerekli cesarete katkıda bulunacağım.
Hayatta unutmanı istemediğim tek şey seni ne kadar çok sevdiğim.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder