Sayfalar

10 Eylül 2018 Pazartesi

Ben-cilsiniz

Bencillik öğrenilen bir şey mi, yoksa bazı insanlar bencil mi doğuyor? Bu, haftasonu sıklıkla aklıma geldi hatta gerçekten anlam veremediğim anlar oldu. 2-5 yaş aralığında bir çocuğa sahip olan herkes bilir ki ergenlikte olduğu gibi o dönemde de tüm dünya onlar için vardır, sizin bir şey istediğiniz anlarda onların hep daha öncelikli söyleyecekleri, yapacakları vardır. Siz bir şey söylersiniz ama o an çok önemli işleri vardır ve siz her koşulda önce onun istediğini yerine getirmeli ve o dinlenmelidir. Uzman değilim ama 3,5 yaşında bir kızım var :) oradan az çok çıkarabiliyorum. 
senin dediğim gibi deeel benim dedim gibi :)
O da benim dediğim gibi olacak
benim beni ben be b :)
Bu yaz fena (burada mütevazı davranıyorum) tatil yapmadık, çünkü leyleği hava gördük gerçekten. Biz de hakkını verelim dedik. Gittiğimiz her yerde benzer şeylerle karşılaştık, defalarca nasıl olur dedik, oturduk üstüne konuştuk zaman zaman ama yine de elbette hiç bir şey yapamadık. Ama tüm bu gözlemler ve konuşmalar bana şunu dedirtti, bencillik ya da ismi her neyse, kesinlikle öğrenilen bir şey. İnsanın, özgürlüklerin sadece kendisi için  var olduğunu sanması, iş başkasının özgürlüğü olduğunda gözlerinin kör, kulaklarının sağır olması ve hatta agresifleşmesi... Bunlar doğuştan gelemez, bunu bebekliğe indirgemek küçüçük bebeklere yapılabilecek büyük haksızlıklardan olsa gerek. Pek çok filozof ve bilim adamı, insanın doğuştan bencil olduğunu belirtmiş hatta bunu hayvanların doğada kalma iç güdüsüne ya da üremeye dayandırmışlardır. Ayrıca Tıp dünyasında da insan beyninde "bencil" ya da "fedakar" olup olmamayı gösteren bölümler olduğu belirlenmiş. Dolayısıyla ortada bu kadar bilimsel bilgi varken  belki şöyle denilebilir, bencillik genetiktir ya da insan doğası gereğidir ama bencil olmamak öğrenilebilir, öğretilebilir. Bazı yerlerde bencil olmanın sadece kendini düşünmek değil önce kendini düşünmek olduğu yazıyor ama bence ikisi aynı şey hemen hemen. Benzer şekilde bencil olmamanın karşılığı benim için fedakar ya da önce başkalarını düşünmek demek değil. 

Ben hatırlıyorum, küçükken hep istediklerim hemen olsun isteyen bir çocuktum. Mesela paten istedim bir gün annemden, annem o an almadığı için çarşı ortasında onun yanından gitmiştim. Nereye gidecektiysem:), gidip otobüs durağında öyle oturmuştum gelsin diye. İnsan yaşattığını yaşamadan ölmezmiş diye bir şey var mı bilmiyorum ama eğer varsa benim çekeceğim çok. Tüm bunlara rağmen annem hep ne kadar uyumlu olduğumuzu anlatırdı. Bugün Arya büyürken anlıyorum ki o zamanlar uyum dediği şey aslında anne/baba ve çocuk arasında olanlar değil de çocuğun toplum içindeki davranışlarıymış. İşte bencil olmamayı öğrenmek de tam bu noktada devreye giriyor. Toplum içinde hepimizin edindiği yer bir diğerinden farklı değil ya da birimiz diğerinden daha az değerli değiliz. Aslında çocuğa başlı başına bunun öğretilmesi ya da hadi öğretmek demeyelim de fark ettirilmesi ona bencil olmamanın öğretilmesi demek. Elbette böyle büyük cümlelerle bir şey anlatmanıza gerek yok. Yaptıklarınızla, arada uyardıklarınızla çok rahat veriyorsunuz bu mesajı. Her çocuk aynı da değil kimi bu mesajı 2 yaşında kimi 5 yaşında alıyor. İşin kesin olan tek kısmı siz o mesajı vermeye istekliyseniz ve bunun için uğraşırsanız çocuğunuz mutlaka alıyor. 

Gece yarısı 1.30 da eğer biri çadırının kazıklarını çakıyorsa ya da saat 03.00 olağan sesiyle konuşup hemen dibindeki çadırda uyuyan onlarca insanı yok sayıyorsa bu işte gerçek anlamda bir gariplik var demektir ve bu noktada "aman bencillik insanoğlunun doğası gereği" demek ve tüm ihaleyi genlere yüklemek çok da anlamlı değil. Eğer ben 3,5 yaşındaki kızıma sabah 7.30 da sessiz konuşması gerektiğini anlatıyor ve ondan saygı, empati bekliyorsam 25 yaşındakilerden de aynı şeyi bekleyebilirim bence. Bizde durum şuna döndü; akşam otururken milletin konuşmalarını duy, gece birilerinin işgüzarlığından uyuyama ama sabah o birileri uyanmasın diye sessiz ol. Sessiz olmak durumundayız çünkü diğeri saygısızlık ve senin yaptığın saygısızlık sadece geceki insanları da etkilemiyor ki zaten saygının koşullu olduğunu da kabul etmiyorum. Belki konfor istiyorsan otele gitmek lazım diye düşünenler çıkacaktır ama burada beklenenin konfor olmadığını anlamamak biraz art niyet olur sanırım. Üstelik bu benim tek örneğim değil, toplu taşıma araçlarında başkasının özel hayatını duymak, girdiğin tuvaleti pis bırakmak ya da toplu halde bir şeyler izlerken birinin önünde ayakta durmak ve yoksaymak gibi daha öncede saydığım (bknz tık tık) başka şeyler de var elbette.  İşte bunların hepsi o bencil olmamayı öğrenmemekten, aynı 2-5 yaş aralığındaki çocuklar gibi önce benim dediğim, hep benim dediğim demekten. Eldeki çöpü dışarı atmanın altındaki en temel düşüncenin "nasılsa biz temizlemeyeceğiz" olduğuna eminim artık. 

Yukarıda da yazdım ya küçüklüğümle ilgili, biz hep tüm insanların çok değerli, her mesleğin önemli olduğunu duya duya büyüdük. Dolayısıyla da ben göreyim başka birinin görüp görememesi önemli değil ya da nasılsa şehirde çöpleri toplayan biri var diye de düşünmedik, yeri geldi en çok da birbirimizi  eleştirdik düzeltmek için. Çocuk bağırır ya da çok yüksek sesle konuşur, çocuk çöpünü yere de atar, çocuk başkasının oyuncağını elinden de çeker, iş bu noktada kimin nasıl davrandığında. Üstelik her zaman söylemenize de gerek olmayabilir. Siz sessiz konuşursanız, siz çöpü cebinize koyup çöpe atarsanız, siz özür dileyip izin isterseniz er ya da geç bu davranış öğrenilecektir. Evet çocuk bu düzeni şaşar, huyu da değişir, bir günü bir gününü hiç tutmaz hatta sizin ona örnek oluşunuza karşı sanki hiç öyle bir davranış görmemiş gibi de davranır. İşte bu noktada çocukluğundan bahsedebiliriz ama kocaman insanların bunları yapması ya da yapmaması durumunda ancak bir türlü bencil olmamayı öğrenememiş diyebiliriz.  

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder