Sayfalar

4 Ekim 2017 Çarşamba

Tatil 2017 :)

Antalya-Çaycuma-Sinop-Bodrum binmeyen kalmasın  😉 kıştan bahara girerken çok leylek görmüştüm ama öyle böyle değil. Leyleği havada görmedim ama hep tarlalardaydı ve inanılmaz bir görüntüydü 😉Ben de dedim ki kızım Özge leylek gördün ama uçmuyordu kesin bu yaz Eskişehir’desin.

Küçükken bazı şeylerde “baak öyle değil işte” diyebilmek için kendi kendime düzenlemeler yapardım. Bu sefer de içimdeki çocuk Özge’yi harekete geçirip leylek  uçmuyordu ama uçarken görmüşçesine tatil planı yapacağım dedim ve ilk adım olarak her sene tek seferde kullandığım iznimi 3 farklı zamanda kullanmaya karar verdim. Bu hem Eskişehir’de bunalmamak, hem çok tatil yapıyor gibi olmak hem de üç farklı tatil planı anlamına geliyordu ki bu gerçekten mükemmel bir fikirdi.

İlk durak Antalya oldu bizim için. Akdeniz Bahçesi adında çok büyük bahçeli bir alanda 6-7 evden oluşan bana kalırsa yazlık hayatından lüks ama otel hayatından daha salaş bir tatil mekanıydı. Otel Çıralı’da  😉Oda kahvaltı olarak hizmet veren bir aile işletmesi. Kahvaltı açısından kendi evlerimizde ne çıkıyorsa o ama otel lüksünde ve çeşitliliğinde değil. Göz doyurmaz ama karın doyurur cinsten  😉Akşamları da dilerseniz merkeze inip kendiniz yiyebilirsiniz ama yok ben otelden çıkmayayım derseniz kişi başı 50 lira gibi bir ücrete size içecek hariç gayet güzel bir masa kuruluyor. Bizim için Muz ile ilk deneyim olduğundan bence bilmeden yaptığımız doğru bir tercihmiş ama buna rağmen köpekle tatil zormuş ya da yavru köpekle tatil zormuş. Yine de her hangi bir tatsızlık yaşamadan bitti  😉 Çıralı’nın denizi çok güzel, güzel dediysem temiz ve sakin. Bizim gibi soğuk deniz severler için uygun değil ama çocuklar için çok güzel. Misal Arya kendi kendine girip çıkabildi. Denizi, ayaklarınızın değebileceği yani yüzmeye başlayabileceğiniz yere kadar çakıl sonrasında kum. Yani ayağınız yere değmediği için su bulanmıyor ki Karadeniz insanı olarak su bulanıklığının ne berbat bir şey olduğunu çok iyi bilirim. Kumda oynamasıyla olsun, denize girmesiyle olsun yemekleriyle ve dinlenmesiyle olsun bence güzel bir tatildi en çok da bana yaşattığı yepyeni deneyimiyle  😉Oradan dönerken de Lavanta Kokulu Köpe uğrayarak biraz zaman geçirdik ama işin açığı ben biraz hayal kırıklığına uğradım. Nedense hayalimde Fransa resimlerindeki kadar mor bahçeler vardı ama o resimmiş  😉Yine de görmeyi istediğim bir yer olarak aradan çıkarmış olduk, iyi oldu.


Hani leylek gördüm ya o kadar çok o nedenle Çarşamba günü biten tatilinden sonra var olan 4 günlük iznimi evde oturarak geçiremezdim. O sebeple Çarşamba eve gelip eşyalarımızı yıkayıp hazırlayıp ertesi gün Çaycuma’ya(memlekete) yola çıktık. Şimdiye kadar yaptığımız en denizli Çaycuma seyahatiydi. İki gün etraftaki plajlara denize gittik ve bolca balık yedik. Bazı yerlerinde bir kilometre gitsen bile derinleşmemesiyle sinir bozan ama Antalya’dan sonra serinliğine doyulmayan canım Karadeniz J (Ama şunu söylemeden geçemem Karadeniz denizi en azından bizim oralarda ters akıntılıdır ve dikkatli olunmalıdır). Dört gün dediğin nedir ki geldi geçti eve dönüş vakti, işe dönüş vakti geldi.

Bir hafta çalıştıktan sonra yeni bir tatil planı devreye girdi ve biz bir eksikle olsak da ekip olarak toplanıp Sinop’a gittik. Fikir benim en ufağımdan çıkmıştı ve zaman zaman kulak arkası ettiğimiz bazı güzel planların aksine bu sefer hızlı davranıp hemen ayarlamaları yapmıştık. Bu bizim I. Geleneksel Kardeşler Tatili olarak tarihimize geçti ve her sene devamı için karar alındı. Orada bir kamp alanında kaldık, çadırda değil minik evlerde kaldık, çadırı da önümüzdeki seneki tatile bıraktık. Sinop şehir olarak çok büyük değil ve bir Karadeniz şehri olduğundan elbette güzel J Tarihi Sinop Cezaevi, efsane mantısı, deniz dalgası elbette de çok etkileyici ama benim aklım ülkenin en kuzey ucu olan İnceburun’da kaldı. Ekipten Onur (kardeşim), Özlem abla (kocadan olma kardeşim) ve elbette ben çayımızı demleyip sırf fazladan deniz görelim ve güneşi doğuralım diye ayrıca gittik iki sabah. Belki de en çok bundan aklım kaldı orada. Sinop tatili yaşadığım en güzel deneyimlerden biriydi ve seneye II.sini iple çektiğim bir anı bıraktı bende bu tatil. Diğer tatilimiz gibi elbette bu da bitti.





Bu sefer çalışma sürem biraz uzun sürdü J yazın ortasında tam 3 hafta işe gittim. Sonrasında da yazı taçlandırmak için ver elini Bodrum dedik. Önce dört gün can bir arkadaşta kalarak inanılmaz güzel bir tatil yaptım ki bunu şu şekilde paylaşmıştım ⇩


Sonrasında da halamın ve kuzenimin yanına gittim ki Bodrum/Gündoğan beni duygudan duyguya sürüklemesine rağmen dinlendiğim ve iyi gitmişim dediğim bir yer oldu. 

Tüm bunların yanı sıra tatil bitmesine rağmen dönem başlamadan kardeşlerden birinin düğünü olduğu için arada yapılan önce Edirne sonrasında da Çaycuma seyahatleri de fazladan fazla oynamalı ve duygu dolu zamanlardı. Bir de bu arada İstanbul'a uğradık ki beklenen büyük buluşmaydı  😉Bir bebek ve bir köpekle yapılan bu seyahatler bana kendi adıma şunu dedirtti. Hayatta sahip olduğum şeyler bu güzel anlarıma engel olmadı hiç bir zaman ve ne kadar güzel insanlar varmış hayatımda iyi ki dedirten.

İyi ki dedikleriniz hep çok olsun ve selamlar olsun yenilenmemi sağlayanlara...



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder