Ailemizden öğrendiklerimiz, onlar
gittiklerinde bize miras kalıyor. En çok kızdığımız özelliklerini bir
bakışımızda, minik bir düşüncemizde ya da duruşumuzda yakalıyoruz. Pes
edişleri, ha gayret diyerek tekrar yola koyuluşları ya da sessizlikle kabul
edişleri ama aslında içten çığlıkları. Benim de bolca mirasım var bana kalan.
En fark edileni çözüme kendi kendime gitme çabam ve he deyip kendi
bildiğimi yapmak için uğraşmam. Sorunlarla nasıl başa çıkarsınız? Kaçarak,
üstüne giderek, görmezden gelerek ya da başka birine yükleyerek? Ben önceden azıcık
kendimi dinleyerek, bolca çözüme odaklanarak, yeniden planlayarak
halletmeye çalışıyordum. Bu da benim miraslarımdan biriydi çünkü. Ancak bir
noktada artık bunun oldukça yorucu olduğunu fark etmeye başladım. Yardım almak
ya da pes etmek de bir seçenek olabilir en azından, bunu kabul ediyorum.
Genelde yardım istediğim anları gözümde canlandırdığımda bu anların hep
fiziksel bir işte, duygusal desteğe ihtiyacım olduğu anlar olduğunu
görüyorum. Dolayısıyla bu noktada yardım alarak işi çözmek beni epey rahatlatıyor. Diğer seçenek ise vazgeçmek, ben pes etmek diyordum önceden
sonradan bir hocamın söylemesiyle vazgeçmek demeye başladım. Aynı
şeymiş gibi düşünüyordum başta ama anlıyorum ki değil yani en azından
hissettirdiği duygu aynı değil. Bunlar özel bir çaba sarf etmeden bana
kalan miraslarım, hepsinin yeri, hatırlattıkları bambaşka ama bunlardan başka
bir de onların sevdiğim yönlerini kendime miras edindiklerim var.
Hatırlıyorum bir dönem annem sabah hepimizden erken kalkıp
kendine bir demlik çay demleyip sessizlikte içerdi o çayı.Sonradan çok
sevdiğim biri bana "böylelikle kendine zaman ayırıyor" diyene kadar
anlam verememiştim. Yani uyumak varken neden kalksın ki insan, zaten önünde
kocaman bir gün var diye düşünürdüm. Şimdi anne olduğum yerden baktığımda
insanın kendine ayırdığı o zamanın ne kadar kıymetli olduğunu defalarca
deneyimliyorum ve artık daha iyi anlıyorum. Ancak hala anlam veremediğim ve
hatta üzüldüğüm şeyler var bu durumla ilgili. Bugün ben kızım oyun oynarken de
-ki bu ancak 3,75 yaşına geldiğinde kurabildiğim bir cümle oldu- bir yolunu
bulup, ev işi yapmadan sadece kendime vakit ayırabiliyorken gerçekten anneme bu
şansı hiç vermemiş miyiz? Sanırım bu üç kardeş olarak pek mümkün değil. Yani üç
kardeşseniz tek çocuğa göre oynayabilecek çok oyununuz vardır. O zaman sebebi
üç kardeş olmak olamaz. Bu durumda belki de üç çocuk annesiyseniz tek çocuk
annesine göre kendinize ayıracak daha az zamanınız kalıyor da olabilir
:) Biraz daha büyüdüğümde annemle herkesten ayrı, yalnız vakit geçirmek
için ben de saati kurup kalkardım. Hatta bazen ondan erken kalkıp çayını bile
hazırlardım. Sabah hazır çaya uyanmanın mutluluk verici bir şey olduğunu o
zamanlar anladım ve belki de o nedenle çok keyif alırım uyandığımda hazır çay
kahve bulmaktan. Sonrasında da çayına, sohbetine ortak olur, kimsenin
duymadıklarını, görmediklerini anlatırdım. Belki bencillikte belki onun kendine
ayırdığı o zamandan çalıyordum ama kendisinin öyle düşündüğünü hiç
sanmıyorum. Düşünmüyordur da ama istemiş ve o da öyle bir yol bulmuş kendine, yalnız kalabilmek için.
Çocuk olarak durduğum yerde annenin özel zamana ihtiyacı
olduğunu anlamam neredeyse lise yıllarıma denk geliyor, anne olarak durduğum
yerde ise insanın aslında hayatı boyunca o özel alana ihtiyacı olduğunu
görebiliyorum. Bunu anne olduğumda görebilmemin elbette tek nedeni var,
çünkü başka birinin sorumluluğunu bu denli aldığım başka bir an yok.
Kendinize bekarken ya da çocuk sahibi değilken daha
kolay alan yaratabiliyoruz ancak çocuktan sonra biraz daha çaba sarf
etmek gerekiyor. Şansım erken uyuyan bir çocuk, annem gibi kalkıp çay keyfi
yapamama nedenim de o erken uyuyan çocuğun bir o kadar erken uyanması :) ve ondan daha erken uyanamayan bir
anne olmam. İşte o nedenle ben, o daha bebekken bile öğle uykusu,
babasıyla dışarı çıkması ya da oyun oynamaları gibi zamanlarda “o
uyurken ya da fırsatın varken sen de uyu, o zaman dinlenirsin”
cümlesini “o uyurken yap kendine bir çay/kahve, kitap oku/dizi izle ya da
öylece otur” diye uyarladım, herkese de hep aynı tavsiyede
bulundum. Bu benim annemden miras kendime alan yaratma şeklim :)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder