Sayfalar

27 Nisan 2016 Çarşamba

Bebekle ilk tatil :)


Bir arkadaşımın hamileyken gezdiği bir fotoğrafının altına “Gez gez bunlar son gezmelerin diyecekler, ama bilmeyecekler ki bebekten sonra da gezeceksin ;)” yazmıştım. Aslında onu yazarken kızım daha  3 aylıktı ama ben tatil planlarını çoktan yapmıştım. Uzun (yaklaşık 1 aylık) bir tatil planlamıştık. Bir kısmında otele gidecektik bir kısmında da çeşitli şehirlerde tanıdığımız insanların yanına gitmeye karar verdik. Şimdiye kadar hiç otel tatili tercih etmemiştik o nedenle nasıl bir otel seçeceğimiz konusunda endişeliydim. Şu anda hiç anlam veremediğim bir durum ama o zaman bunun çok önemli olduğunu düşünüyordum. Neyse işin özü biraz araştırmadan sonra orta segmentte bir otel belirledik ve ona gittik. Şu anda endişemin yersiz olduğunu düşünmemin nedeni şu. Birincisi kızım daha hemen hemen  6,5 aylık olduğu için zaten ek gıdaya yeni başlamıştık ve izlediğimiz ek gıda yöntemi(BLW) nedeniyle zaten sadece bazı gıdaları tadacak kadar yemesi yeterliydi. Kalanında hali hazırda beni emdiği için bunun için bir otelin lüksüne zaten gerek yoktu J. Ama eğer siz kendiniz besliyorsanız bebeğinizi o zaman da “dur ben birazcık rahat edeyim kaşık mamaları var onlardan vereyim 5 gün ne olacak” derseniz otel size bunları sağlamakta ama “yok ben kendim besleyeceğim ama kaşık maması da vermek istemiyorum” derseniz de otelin sağladıkları arasında bebek için özel yemekler de varmış (-mış diyorum çünkü ben tecrübe etmedim). Bunun dışında otelin genel temizliğinin iyi olması açısından çok alt segmentte bir yerde kalmak biraz riskli olabilirdi sadece.  

Bebek dışında çok yoğun ve hem fiziksel hem de  duygusal anlamda çok zor bir zamandan geçtiğimiz için o yaz etkinlik peşinde koşmak yerine sadece dinlenebileceğimiz bir tatil istedik o anlamda da otel tatili bizim için gerekliydi. Eğer siz kendinizi daha enerjik hissederseniz bence etkinlikler bebeğe zarar vermeyecek şekilde seçilirse illa otel tatili de yapmak şart değil bebek var diye. Bebeği kendinize bağlayıp tracking yapabilirsiniz, tekne gezilerine çıkabilirsiniz. Hatta bana kalırsa dönüşümle dalış vs bile yapabilirsiniz J Yazdığım gibi bizim tercihimiz daha sakin bir tatil yapmaktan yanaydı o sene. Bizim bıdık suyu sever diye düşünmüştük ondan sebepte sanki yıllardır denize havuza gidiyormuşçasına simit (swimtrainer aldık, bebeği kavrayışı ve bebeğin duruş sekli açısından yüzmeye daha uygun geldi bize), uv korumalı mayo, güneş kremi ve littleswimmer bez aldık ve denizin ve havuzun tadını çıkardık J Gündüzleri o zamanlarda Arya 3 kere uyuyordu. Uyumadığı zamanlarda birlikte havuz da ya da çok sıcaksa odada geçirdik ancak o uyuduğunda kesinlikle kendimize gölge bir köşe bulup bir şeyler içip sohbet ettik. Ben biraz rahat etmek için biraz da seçtiğim ek gıda yönteminden dolayı tatilde kızıma gece yatmadan önce devam sütü vermeyi tercih ettim böylece hem biz turlarken o biberonla sütü içiyor hem de ben tok uyuduğundan emin oluyordum. Zaten sonrasında uyuduğu için de bizim de bir yerlerde oturup keyfimize bakma şansımız oluyordu. Bu şekilde hem baş başa hem de ailecek keyifli vakit geçirme şansımız oldu.
Her güzel şey gibi otel tatili de bitti tatilimizin ikinci evresi olan ailemizin ve tanıdıklarımızın yanına gitme kısmına geldik. Bu kısımda özel olarak anlatılması gereken bir şey yok gerçi ama şunu sıkça tecrübe ettik anne baba ne kadar rahatsa tatil o kadar rahat geçiyor (şu an sinirlenen istisnalar mutlaka vardır J

Aşağıda tatilde rahat davranmanız dışında yanınızda olsa iyi olur dediğim şeyler var, en azından biz bunları yanımızda götürdük.


Doktora danışıp gerekli ilaçlar (ateş düşürücü, böcek-sinek sokarsa diye, yanık kremi vb. Bizim doktorumuz özellikle ishal için maflor almamızı önermişti.)
Biberon, su ve suluk (eğer devam sütü almıyorsa sadece suluk, su olarak bebek suyunu 1 yaşına kadar kullan demişti bir doktor arkadaşım florür içermediği için. O yüzden yanımıza aldık)
Güneş Kremi (Uzun araştırmalardan sonra bir arkadaşında önerisiyle Trukid markasında karar kıldım memnun da kaldım)
Sinek Kovucu  (bir sitede okumuştum gerekli olduğunu  ve iyi ki almışım dediğim bir ürün buldum. Bella B Buzzy Bee, yazılana göre içinde okaliptüs ve limon var ağırlıklı olarak ve kimyasal bir şey içermiyor)
Simit (yüzmeyi destekleyen tutma sistemi nedeniyle swimtrainer tercih ettim)
Havlu (ben büyük havlu yerine iki tane ince tülbent götürdüm çok kullanışlı oldu, havuz ya da deniz kenarında havluyu şezlonga serip üzerine tülbenti sildim hem evden getirdiğim bir şeyi kullanmış oldum bebek için hem de havlunun sert dokusunun olası tahriş etme riskini ortadan kaldırdım )
UV korumalı mayo-bez, şapka  (bir arkadaşımızın kızının küçülenini kullandık, bez de huggies little swimmer aldık, başka marka var mı onu bile bilmiyorum)
Ateş ölçer (ihtiyacımız olmadı umarım sizin de olmaz)
Şampuan (evde kullandığımızı ufak bir şişeye doldurup götürdük J)
Body (evde ne kadar varsı hiç tereddüt etmeden alın, terliyor, kirleniyor, ıslanıyor günde birkaç tane bile değiştirilebiliyor, herhalde verdiğim paraya hiç acımadan tepe tepe kullanılan tek kıyafet onlar. Genel olarak hep tek body ile gezdi bir tek akşam yemeğinde altına da ince bir şey giydirdik yanlış hatırlamıyorsam)
Uzun kollu bir iki şey (aslında 1 tane yeter ama biz iki tane aldık iyi ki de almışız çünkü kirlendi J)
Pişik kremi, bez, oyuncak, Tırnak makası (oyuncağı bir tek arabada yolculukta kullandık, tırnak makasını hiç kullanmadık)
İnce bir battaniye (akşam biz gezerken pusette uyuduğu için ve benim de uyuyanın üzerine kar yağar inancım olduğu için her akşam kullanıldı)
Ek gıda için malzeme ( mama önlüğü, mama kaşığı ne ihtiyacınız varsa. Biz tek kullanımlık önlük aldık ancak otelde varmış zaten bittiğinde oradan devam ettik. Onun dışında kızım zaten eliyle yediği için mama kaşığı vs. hiç gerekmedi. Mama sandalyesi de tahmin edersiniz ki vardı J)

18 Nisan 2016 Pazartesi

Zorlu hafta sonu :)


Bu toplumda anne olmak zor valla. Ne yapsan ne etsen seni eleştiren birini de buluyorsun senin beğenmediklerin de çok oluyor. Sadece 2 güncük hafta sonunda başıma gelenlerin yazıyorum şimdiJ

Cumartesi  günü sadece yarım saatliğine sitenin parkına indik kızımla ve “yazııık” hanemize bir yenisi daha eklendi J Sitenin çardağına sohbet etmeye inmiş hatunlar gofret teklif etti, kibarca reddettim (sağlıklı besleyen anneyim ya ondan sebep hihihihJ) sonra neden o mu yiyormiyor siz mi vermiyorsunuz sorusuna “ben vermiyorum” deme gafletinde bulundum sonra da hooop bir “yazııık” çat diye yapıştı suratımıza. Bebe de mama diyince o arada “ama bak istiyor”lar geldi peşi sıra. “çocuk işte her şeyi ister” diyebildim sadece. Şimdi ben nasıl anlatayım Arya’nın aslında gofreti istemediğini çünkü tadını bilmediğini, orada o hışırtı çıkaran şey yaprak olsaydı onu da isteyeceğini, içtikleri türk kahvesinin de kendisi için çok cazip olduğunu? Anlatamıyorsun, anlatsan da her zaman anlamayan bir grup çıkıyor. Evet çocuklar ister ama çocuk sen çay içerken gösterip istediği şey çay değildir. Sana eşlik edecek bir şeydir. Ver o an eline pekmezli su, elma çayı falan onu da itirazsız içer, ama çay verirsen onu da içer. Senin masanda olan her şeyi ister, gofret varsa onu da ister ama ver eline o an hurmayı gofreti gözü bile görmez J Bir tek Arya’mı değil hepsi böyle bu bebelerin. Yani demem o ki o bilmez ister teyzeler, siz de ısrar etmeyin biz anneler olarak biliyoruz durumu ve ona göre davranıyoruz. Ben senin çocuğuna ne yedirdiğine “ayyy yazııık, midesi çöplük gibi” demiyorsam sen de “yazııık” deme benim çocuğuma vermediğim abur cuburla ilgili.

Bu bebeler ay itibariyle sanırım kendi aydaşlarından pek hoşlaşmıyorlar, en azından Arya öyle, ama kendinden azıcık büyük olanların peşinden de ayrılmıyorlar. Pazar günü parka gittik yine yapışacak bir büyük abla ve onun topunu buldu elbette. Anneler tepkisiz olunca ben de olabildiğince uzaklaşmaya çalıştım oradan ama nafile. Gittik arabadan topu aldık ama yok illa o top.  Bu noktada anne en çaresizinden “çocuk işte, aslında kendi topu da var ama hep öbür topu istiyor” açıklamasını ağzından kaçırıveriyor (ben tuttum kendimi kaçırmadım ağzımdan bu arada) İşte sanırım anneleri bu noktaya getiren, bu açıklamayı yaptıran da yine öbür anneler ve onların bakışları, tutumları. Benzer şey bebek ağlarken de oluyor ya hep. Ağladığında bir bıraksak çocuğu sakinleşecek ama biz etraftan çekinip hemen sakinleşmesi için baskı yapıyoruz sonra da iş çığırından çıkıyor.

Sitenin parkına indik dedim ya orada bisiklet var öyle duruyor oynamıyor da kimse benim bebe de tutturdu binmek için. Bisiklet sahibi çocuk çekimser duruyor ama belli eğer annesi azıcık baksın dese izin verecek ama yok. Anne ondan daha çekimser davranıyor. Sanki orada biz yokmuşuz gibi. Genel olarak çocukların  her oyuncağını paylaşması gerektiğini düşünmüyorum ama bazı durumlarda bu konunun yönetilebilir olduğuna inanıyorum. Benim böyle durumlarda genel davranış şeklim eğer Arya’nın oynamadığı bir oyuncağıyla biri oynamak istiyorsa duruma dahil olup oyuncağı paylaşmasını sağlamak şeklinde. Elbette herkes böyle davranmak zorunda değil ama bazen gerçekten iş zorlaşıyor L

Demem o ki anneciğim, biz nasıl yetiştirirsek bu bebeleri öyle büyüyecekler, madem bir çoğumuz var olan düzenden rahatsızız o zaman daha elimizdekiler henüz bebe iken ufak adımlar atabiliriz, birbirlerini sevmeleri, paylaşmaları, oynamaları yönünde.


P.S. Bir de kızdı erkekti mevzusu var başımıza gelen. Bilen bilir pembe rengi pek sevmem ama giydirmem gibi bir iddiam da yok ama sevmeyince kıyafetlerinde de şimdilik ben seçtiğim için az bulunuyor. Neyse Pazar günü en renklisinden pembeli sarılı giydirip öyle çıktık dışarı. Dedim bitti artık kimse erkek demez heeeh demez, biri aaa kız mı dedi biri de küçük bey diye sevdi. Valla yuh dedim, olmaz ki insan azıcık kıyafetine bakar, napalım saçı yok saçsız yapmışız biz onu J Buradan yetkilere sesleniyorum, kız çocuklarının beline kadar saçla doğmadıklarını lütfen açıklayın J


7 Nisan 2016 Perşembe

blw (baby led weaning) ile ek gıdaya geçiş :)


Eyy bebeliler, her doğup da 6 aya gelen bebeler gibi biz de 6.ayda ek gıdaya geçtik. Hem çok eğlendik hem çok öğrendik.  Bebeklere ek gıdaya geçişte genelde doktorların önerdikleri hatta liste verdikleri bilinir. Hatta arkadaş tecrübelerinden hala bazı doktorların bulamaca evet dedikleri bile duyulmuştur L ama genel olarak bakıldığında ek gıda da bebek ilk başlarda az az tadım yapar bu arada hem yeni şeyler dener hem de alerjisi var mı diye de test edilmiş olur. Sonrasında aylar geçtikçe yediği miktarlar artar-bunlar genel geçerdir ve beklenendir ancak biliriz ki her bebe aynı değildir, biliriz ki dönemsel olarak bu bebeler bişiy yemezler J- artık 1 yaşında siz ne yerseniz onu yer hale gelirler. Yine çok bilindik kurallar vardır. Misal bu bebeler 1 yaşından önce şeker, tuz, bal yememelidir. Yumurta beyazı verilmez derler ama verilen örnekler de vardır. Kırmızı gıdalar daha çok alerjendir gibi.

Yaygın bilinenden farklı olarak bizim ek gıda serüvenimiz BLW (Baby Led Weaning) diye bir yöntemle başladı (beni bu yöntemle tanıştıran kuzum Songül’e kocaman öpücük) Bu konunun uzmanı değilim o nedenle hadi siz de öyle yapın aman da ne güzel yöntem demeyeceğim ama tam bir uygulayıcısı olduğum için bu yöntemin çok faydasının gördüğümü belirtmek isterim.  BLW uygulayan pek çok annenin aksine her zaman BLW nin en şahane ve üzerine daha iyi bir yöntem olduğundan ziyade annelerin bebeklerini  kendi uygun gördükleri şekilde  beslemelerinin kendi psikolojileri ve sağlıkları için daha önemli olduğunu savundum hep. Ama şunu demeden geçemeyeceğim. Bu yöntem gerçekten çok güzel ve yöntemin çocuğuna uygun olmadığını söyleyenlerin aksine tıbbi engellerin dışında BLW ye uygun olmayan bebek yoktur ama uygun olmayan anne vardır şeklinde düşünüyorum. Anne paniktir, kiloyu dert ediyordur, kiri pisi dert ediyordur o zaman gerilir gerginlik kendisinin bile tahmin edemeyeceği hızda bebeğe geçer ve o iş olmaz J  ya da anneye bu yöntem anlamsız geliyordur(bunun nedenini anlayamıyorum) o da ele beslemeyi tercih eder. Ama bildiğim şu ki her anne kendine göre bebesine en iyi yöntemi bulur. Ama anne milleti işte kendi yöntemini herkes için en iyi kabul eder ve diğer yöntemleri azıcık kötüler L - çok değil valla azıcık- J

Neyse, BLW nin özünde bebeğin kendi kendine yemesi yatıyor gibi görünse de anlamı bebek önderliğinde emmeden kesmektir. Sütten kesme ya da emzirmeyi bırakma denildiğinde antipatik gelse de mantığı bebeğin ek gıdayla yavaş yavaş tanışması, bu arada hala en temel besininin anne sütü olması, bebek karnını doyurmaya başlayınca anne sütü talebinin azalması şeklindedir. Misal kızım başlarda günde 8 kere emiyorken zamanla bunu 5’e sonrasında sırasıyla tek tek öğün bırakarak 3’e indirdi. Her ne kadar BLW bebeğin kendi kendine yemesi şeklinde yorumlansa da bebeğin kendi kendine yemesi de bana kalırsa sadece bir sonuçtur ve bu sonuca nasıl beslenirse beslensin her bebek bir gün ulaşır. Ancak o sonuca gidene kadar süreçte inanılmaz tecrübeler yaşaması işte BLW yöntemiyle ek gıdaya geçiş ile mümkündür J

Bebek neler mi kazanır? Öncelikle pek çok yerde ücretli olarak yapılan duyu etkinliği artık sizin evinizde sıklıkla yapılmaktadır. Bebeğiniz sert-yumusak, sıcak-soğuk, katı-sıvı olmak üzere sunduğunuz ek gıdanın her türlüsüne elini sürer bu da ona duyu etkinliği olur. Zamanla yumuşak gıdaları ne kadar sıkı tutması gerektiğini öğrenir, bir besini (bizim için bu ters dönmüş yarım Angela erik olmuştu) nasıl kavrayabileceğini öğrenir bunun için çeşitli yollar dener ki bu da çok ciddi bir problem çözme etkinliğidir. Ayrıca bebeğin süreç içinde karar verme mekanizması ve vucüdu üzerindeki kontrolü inanılmaz gelişir. Bu da eş zamanlı olarak özgüveninin gelişmesine katkıda bulunur.

Ek gıdaya geçmeden önce “O tabak Bitecek Mi?” kitabında okumuştum. Diyor ki “eğer bebeğiniz bir besini eliyle kavrayabiliyorsa onu yiyebilecek düzeye gelmiştir”. Buradan hareketle bebeğiniz kendi yediğini kendisi belirlediği için riskin azaldığını bile söyleyebiliriz.  Kitap demişken  her ne kadar BLW ile ilgili de olsa bana kalırsa ek gıdaya ilişkin yazılmış çok güzel bir kitap “O Tabak Bitecek Mi?” Gün yayıncılıktan çıkan bu kitap BLW’nin dilimizdeki tek çevirisi şimdilik. Ancak internette araştırdığınızda pek çok bilgiye ulaşmanız mümkün. Ben ilk önce instagramda birini takip ederek başladım öğrenmeye ve onun kullandığı etiketler sayesinde ilk uygulamaları gördüm (#derininmamagunlugu) sonrasında başka siteler başka internet annelerini takip ettim ve hemen akabinde de Facebook’ta kurulmuş olan BLW Türkiye grubunu buldum. Bana kalırsa şimdiye kadar gördüğüm en kapsamlı grup. Başlarda çok kalabalık bir grup olmamasına rağmen şu anda 25.000 i aşkın üyesi var ve üyelerinin çoğunun aktif olduğunu söylemek mümkün. İnanılmaz bilgiler ve inanılmaz tarifler paylaşılıyor. İnanının henüz ek gıdaya geçmiş yeni annenin aklına bile gelmeyen tarifler var. Ayrıca çok büyük bir tartışma grubu da. Kalabalık bir grup olduğundan adminlerin yetişemediği yerde grup üyeleri devreye girebiliyor her zaman. Yanıtsız kalan soru yoktur diye düşünüyorum.

Süreç başlarda aslında çok sıkıcı sadece bir öğün ve tek gıda veriyorsunuz. Ama bu süreçte yeni olduğunuz için işin heyecanından sıkılmaya fırsatınız kalmıyor. Sonrasında hele ki artık tatmadan yemek kısmına geçtiğinizde gelsin şenlik J gerçekten azıcık ağza, azıcık mama tepsisine, aa yere de gelmiş, amaan burada da varmış, ay tabak gitti düştü derken eğlenceli bir hal alıyor. Süreçteki en sıkıntılı görünen durum sıvıların yenmesi. Şimdi bu bebeler henüz kaşık kullanamadıkları için çorba falan içemiyorlar. Takip ettiğim internet annelerinden biri küçük mama kavanozlarıyla içirmişti ben de ondan sebeplenip öyle içirmeye başladım sanırım 8-9 aylık civarındaydı. Genel olarak çorbaların (tarhana çorbası hariç- kendisi pek bir kutsaldır benim için) sebze ve sudan oluştuğunu düşünürüm. Yani bebe sebze yiyorsa su da içiyorsa özel olarak çorbaya ihtiyaç yoktur.  BLW Türkiye grubunda bununla ilgili güzel bir yazıya denk gelmiştim. Buradan okuyabilirsiniz. Sonra bebe yavaştan kaşık kullanmaya heves ediyor bizim bu yaklaşık 10-11 aylıkken oldu o zaman da kıvamı çok sulu olmayan çorbaları kendi içebiliyor. Siz de “ayyy bu çocuk çorba içmeyecek mi” diyenlerden kurtulmuş oluyorsunuz.  Ama kaşık kullanmasıyla da başka bir süreç başlıyor. Yine gruptan bir admin ek gıda sürecini çok komik anlatmış. Tıklayınbak J Süreç genel olarak böyle bebe bir yiyor 3 yemiyor, bir gün bayılarak yediğini 4 ay ağzına sokmuyor. Sonra bir gün tekrar içine düşüyor ertesi gün hiç bir şey olmamış gibi yine tiksiniyor o yediğinden. Ama okuduğum pek çok yerde yazıyor ki bebeğinize güvenin. Çünkü onlar siz sağlıklı ürünler sunduğunuz sürece kendi vücudu için ihtiyacı olan besini seçerler. O yüzden başlarda ne yiyeceğini siz, ne kadar yiyeceğine onlar karar verirken, sonraları hem ne yiyeceklerine hem de ne kadar yiyeceklerine onlar karar veriyorlar.

BLW sürecinde nasıl olur acaba diye düşünülen bir konuda dışarıda beslenme. Mesela bebeğiniz küçükken (6-8 ay gibi diyebilirim) dışarıda emzirseniz yeter eğer çok uzun süre kalmayacaksanız. Ama içim rahat etmez derseniz buharda haşlanmış bir sebzeyi atın çantaya gidin kahveciye söyleyin kahvenizi, oturtun bebenizi sandalyeye siz kahve için o da kabak yesin J Ek gııda sürecinin ilk ayı tatile denk gelmişti bize. Hep bizimle birlikte sofraya oturdu ufak ufak tadım yaptı. Genelde daha önce denediği yiyeceklerden verdim ki o dönemde 5-6 tane yiyecek denemişti bile J Anlaşılacağı üzere hem bir iş için dışarı çıktığınızda hem de tatile gittiğinizde kolaylıkla uygulanabilir bir yöntem. Hatta anne baba ve bebeğin aynı anda sofraya oturup aynı anda kalktığı tek yöntem olduğunu söylemek mümkün.
Yo yoo ısrar etmiyorum ama yine de bir araştırın diyorum bu yöntemi. Bebenizin yapabilecekleri konusunda hayallerinizin yeterli olmadığını göreceksiniz ve ne kadar hızlı geliştiğine inanamayacaksınız.