Geçen haziranda kızımı kreşe başlatma kararı aldık. Kreşe
başladığında 21 aylık olacağı için aslında üzülüyordum. Çünkü hem bilimsel
kaynaklara göre hem de benim şahsi fikrime göre bu yaştaki bir bebek için en
doğru bakım yeri kendi evidir. Ancak bazen şartlar istediğiniz gibi gitmez
farklı kararlar almak zorunda kalabilirsiniz. Aynen bizim yaptığımız gibi.
Eylül ay geldi çattı ayın tam 1’inde öğretmenlerin
seminerlere başladığı gün fındığı da kreşe başlattık. Kendi kafamızda şöyle bir
plan yapmıştık. Öğretmenlerin
seminerleri bitene kadar kreşe yarım gün gidecekti sonrasında da Özgür’ün ders
programı neye uygunsa ona göre tekrar ayarlama yapacaktık. Kreşe bir şekilde yolu düşenler bilir
çocuklar için oldukça renkli bir ortamdır –ilk başta- J. Zaten mayıs ayında birkaç
kreş gezerek eleme yapmıştık ancak son kararı ağustos sonuna bırakmıştık.
Genelde eve yakın kreşler tercih edilirken benim işten çıkıp kızımı almam ya da
ihtiyaç halinde daha hızlı yanında olabilmem adına tercihimiz iş yerime yakın
bir kreş oldu. Etrafımdaki pek çok insanın da bildiği gibi kreş seçimimdeki ilk
kriterim çıkan yemekler daha doğrusu ara öğünlerdi. Yalnız eğer bebenizi kreşe
vermeye karar verdiyseniz yemek konusunda maalesef benim düşündüğüm kriterlerde
bir kreş bulmak zor. Elbette bu aşamadaki pek çok ebeveyn gibi biz de hadi biz
kreş açalım dedik de o da öyle açalım deyince olmuyor elbette. Anlaşılacağı
gibi yemek konusunda en içime sineni seçip gözümü kulağımı kapattım J Aslında başka
kriterler de var kreş seçiminde. Sanki şu şekilde sıralayabiliriz.
- Sınıfın sorumluluğunun verildiği öğretmen okul öncesi öğretmenliği mezunu mu? Aslına bakıldığında çocuklarla oynamak ya da yemek yedirmek ya da iyi bakmak için illa lisans mezunu olmaya gerek yok. Elbette çoğumuz belki de hiç birimiz evde bakımda böyle bir kriter aramıyoruz. Ama iş kreş olunca insan şunu sorguluyor. Bu öğretmenlik bölümü bu iş için var bu kurumlar da aynı iş için var ise doğru olan okul öncesi öğretmenlerinin bu kurumlarda çalışmasıdır.
- Özellikle alt yaş grubundan yani kreşlerin oyun grubu olarak tanımladığı gruptaysa bebeniz, o zaman bizim önceden bilmediğimiz ama sonradan önemini anladığımı bu oyun gruplarının 18-24 ay ve 24-36 ay olarak bölünmesi gerekliliği. Aksi durumda aralarında 6 aydan fazla olan çocuklar aynı etkinliği yapmak, oyunu oynamak durumunda kalacaklardır. Bu da ya bir çocuğun etkinliğe katılamaması ya da diğerinin sıkılması anlamına gelmektedir.
- Eğer işiniz ve eviniz uzaksa ve benim gibi gün boyu işte oluyorsanız hem ihtiyaç halinde çabuk ulaşmak için hem de iş çıkışı çok bekletmemek için imkanınız varsa işe yakın bir kreş seçin derim. Sabah zaten bir şekilde arabayla gittiğiniz için uzaklık çok fark etmeyecektir diye düşünüyorum.
- Kayıt olmadan mutlaka yemek menüsüne bakın. Ben taktı mı takılıyorum bu durumlara ama siz yine de bakın J Bazı kreşler paketler gıdalar ve fazlaca şekerli ara öğünler veriyorlar en azından tercih edecekseniz de bilginiz olsun derim. Gerçi çocuk doktorunun şeker verdiği bir ülkede çok da fazla bir şey beklememek lazım galiba J
Benim kendimce başka bir keşke dediğim şey vardı o da o yaş
grubunda yabancı dil dersi olmamasıydı. Şansımıza o da denk geldi J Normalde yabancı dilin
önemli olduğunu bilirim ve hatta keşke iki dille büyüyebilse diye düşünürüm.
Ancak kreşlerdeki bu sistem bebeklerin öyle iki dille büyümesini sağlayan bir
sistem değil bana kalırsa birazcık pazarlama ://
Peki kafamıza en yatan kreşi seçtik peki sonrasında ne oldu.
Fındığım biz anlaşma yaparken oldukça keyifli bir şekilde kreşteki diğer
bebeler ve öğretmenleriyle oynadı, ooo hem de kum oynadılar nasıl keyifli nasıl
güzel. Bu arada önemli bir şey belirtmeliyim, bence en en önemlisi, kreşte
bebenizin sınıfıyla kim ilgilenecekse siz anlaşmayı yapmak için orada dururken
ilk tanıştığı, ilk oynadığı, onunla ilk ilgilenen mümkünse o öğretmen olsun. O
öğretmenlere inanılmaz bağlanıyorlar ve sonra kendi öğretmeninin kabul
etmeyebiliyorlar (tecrübeyle sabit)
Kreşe başlama günü geldi oryantasyon yapılacakmış ben de bir
süre kreşte kaldım (5 gün kadar girişten çıkışa kadar) Sonra artık kendisi
dursun dedik tamam ilk gün de sıkıntı yok öptük birbirimizi el salladık ve ben
işime döndüm. Sonraki gün daha kreşin önüne geldik fındık başladı yok demeye.
Aldım kreşe girdim başladı ağlamaya ve ben o günü de kreşte geçirmeye karar
verdim. Cuma günü kreş öğretmenleri gitmemin daha doğru olduğunu söylediler ve
ağlayarak giren kızım sakinleşince kreşten ayrıldım. Herşey çok güzel geçmiş
Cuma günü ancak gel gör ki upuzuuuuuun bir bayram tatili araya girdi. Bizim
için de gerçek anlamda kreş bayramdan sonra başlayacaktı. Bayramdan sonra tam
gün gidecekti Arya. Bayramdan sonra kreşe geldik ancak bir ağlama hali,
oradakileri dinleyerek ayrıldım kreşten, ikinci günde aynısı oldu ancak üçüncü
günden itibaren tüm ağlamalar kesildi güzel ayrılmalar yerini aldı, hayal
ettiğim gibi J
Şu anda haftada üç tam gün iki yarım gün kreşe gidiyor ve ne girişte ne de
çıkışta bir problem yaşamıyoruz.
Bir aksilik çıkmaz ise ben sıramı savdım ama kreş sırası
bekleyen bebelere mutluluk anne babalara sabır dilerim J
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder