Çocuklara oyuncak seçimiyle ilgili yazmıştım (tık tık) daha önce ama
şimdi düşünüyorum da amma da yazmışım, diyememişim ki herkesin çocuğu kendine istediği ile oynasın. Ama ne yapayım
yapımda yok J O
köprünün altından çok sular aktı, ben süreçte yepyeni oyuncaklar keşfettim.
Oyuncak seçimimdeki ölçütlerim hala aynı ama bana bir zamandır bir rahatlama
geldi, kim hangi oyuncağı neden almış falan takılmıyorum. Ama elbette boş
durmuyorum ve kendime takılacak başka şeyler buluyorum. Bu sefer kafayı
çocuklara neden bu kadar etkinlik yapılıyor kısmına taktım. Yanlış anlaşılmasın
bu hiç bir şey yapmayalım demek değil ki bence o bile olur ama oyun çağındaki
bir çocuğa hatta bebeğe bile renk, sayı ya da benzer bir şey öğretme çabasını hem
anne olarak hem de eğitimci olarak anlamıyorum. Yüce insan Özlem ablam da bana
katıldığı için bu düşüncemin daha güçlü arkasında durabiliyorum J Çocuk zamanı
geldiğinde ama annesinin zamanı değil kendi zamanı geldiğinde renkleri de
öğrenir, sayıları da. Kimi 2 yaşında öğrenir kim 4 ama öğrenir. Uyaran sunmamak
değil demek istediğim, uyarana boğmamak. Kırmızı bir kart gösterip “kırmızı”
demek ya da “2” rakamını gösterip iki demek hatta hatta günlük yaşam ya da o
an ki oyun vs dışında sadece öğrensin kaygısıyla söylediğiniz, yaptığınız her şey. Bir
başkasının çocuğu renklerin İngilizce'sini bilirken sizinki de bilmeyiversin inanın bir
şey olmaz. Neyse konuyu sulandırmadan şunu söylemek istiyorum. Esas olan oyuncak değil oyun, etkinlik değil çocukla geçirdiğiniz vakit, yaptığınız paylaşımdır.
Bize bu oyuncağı kardeşim teee Almanyalardan getirdi ama sizin artık o kadar uğraşmanıza gerek yok :) Çünkü benim can arkadaşım bu oyuncağın tek yasal satıcı olarak NİNYO'yu açtı ve satışa başladı. Elbette reklam yüzlerinden biri de Arya'ydı :) Sitede de oyuncakla ilgili çokça bilgi bulabilirsiniz, evet birazcık pahalı bir oyuncak ama verdiğiniz her kuruşa değiyor. Sonrasında bir sene boyunca başka oyuncak almasanız da olur :)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder