Evet onlar böyle diyorlardı en azından benim kardeşimin
döneminde. 1845 yılına dayanan bir tarihi var ama Kuleli Askeri Lisesi ismini
alması 1925’te olmuş. Öyle görkemli ki
binası, böyle denize nazır, kocaman, kendine konulan bu şanlı yuva isminin
hakkını veren güzel okul. Gündüzü güzel gecesi daha da güzel okul. Kapatılmış
bu güzel yuva. Ben hala bu güzel yuva diyorum çünkü orada hiç okumamış, sadece
okuyan birinin ablası olmuş biri olarak gözlerimi doldurdu bu haber. Gerekçesi
önemlidir, gereklidir o kısımları şu andaki duygularım için çok önemli değil.
Bildiğim şey bu yuvada çok güzel anıları olanlar var. Bu yuvaya çocukluk yaşayabilecekleri,
diledikleri gibi gezip eğlenebilecekleri yaşta ailelerini bırakıp gelenler
var ve burada (en azından o zamanlar) fen lisesine gidebilecekken sadece bu işi yapmak istedikleri için orada olanlar var. Orada yeni arkadaşlıklar, yeni
anılar biriktirirler, kendi kendine yaşamak nedir onun ilk adımlarını atarlar.
Nizamı öğrenirler, paralarını yönetmeyi öğrenirler ama yine de çocukturlar o
kadar ki dışarıda kola oradakinin 2 katı fiyatında olduğu için nasılsa aynı
diye iki kola içerler J
Küçük yaşta çok büyük hayalleri olan o güzel çocuklar…
Askeri liseye gidenler bilir, böyle bir yerde hep aklınız
ailenizdedir. Çünkü dilediğiniz zaman göremezsiniz, dilediğiniz zaman
yanlarında olamazsınız ama bütün bunlara rağmen asker olacaksınız ya güçlü
durmalısınız. Mesela ilk vedada ayrılırken dönüp bakmazsınız, gözyaşlarınızı
görmesinler diye. Bu liselerde okuyanların aileleri bilirler, çocukları güvenli
yerdedir, evet diledikleri zaman göremezler, gelemez çocukları ama yine de
mutludur o aileler. Mesela veda ederken son kez seslenmek ve bir kez daha
sarılmak geçer içinizden ama yapmazsınız, gözyaşlarına boğulmamak için. Ama aynı
zamanda azıcık da endişelidir. İzinlerinde
azıcık yüzünü düşük görse evladının hemen fazla disiplinden mi diye endişelenir.
Çünkü adı vardır o disiplinin, askeri disiplin… Ama bütün bunlara rağmen
gururludur o aile. Üstelik bu gurur sadece çekirdek ailesinin gururu değil tüm
sülalesinin gururdur. Mesela daha intibaktan yeni çıkmış henüz hazırlıkta olan
çocuğunun yemin törenine gelir göğsü kabarır. Üstelik kendi de gelmez büyük
ailesinden pek çok akrabası da o gururu yaşamak için oradadır. Çocuğuna bölükte
kendince önemli bir görev verilir, ailenin yüzünden güller açar, sanırsın
genelkurmay başkanı olmuş.
İşte o yuva kapanıyormuş, kapanan Kule’liyle birlikte hem
gerçekten bu işi hakkıyla yapmak isteyen öğrencilerin, hem de o göğsü bu gururla
kabaran ailelerin umutları da beraberinde kapanacaktır. Geçmiş mezunlarının
anıları duruyor şimdilik dillerde ve bu yuvada.
Hayat böyledir çünkü birileri haksız yere bir yere gelir, birileri o
haksız yere gelerek gerçekten hak edip de orada olamayanların hakkını yer ve
birileri o kişiler yüzünden hayallerinden olur…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder